Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | yürüyüşe çıkmak | take a walk f. | ||
My grandfather takes a walk every morning. Büyükbabam her sabah yürüyüşe çıkar. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | yürüyüşe çıkmak | go out for a walk f. | ||
Yaygın Kullanım | yürüyüşe çıkmak | go on a walk f. | ||
General | ||||
Genel | yürüyüşe çıkmak | go for a walk f. | ||
Genel | yürüyüşe çıkmak | hike f. | ||
Genel | yürüyüşe çıkmak | hike f. | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | yürüyüşe çıkmak | go for a walk f. | ||
Idioms | ||||
Deyim | yürüyüşe çıkmak | cop a walk f. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | (dağda/doğada) yürüyüşe çıkmak | go hiking f. | ||
I went hiking in West Virginia five years ago. Beş yıl önce Batı Virginia'da yürüyüşe çıkmıştım. More Sentences |
||||
Genel | kırlarda yürüyüşe çıkmak | hike f. | ||
Genel | uzun yürüyüşe çıkmak | hike f. | ||
Genel | (arazide vb) yürüyüşe çıkmak | go on a hike f. | ||
Genel | yürüyüşe/gezintiye çıkmak | take a hike f. | ||
Genel | uzun bir yürüyüşe çıkmak | go out rambling f. | ||
Genel | doğaya yürüyüşe çıkmak | go on a nature walk f. | ||
Genel | yorucu yürüyüşe çıkmak | routemarch f. | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | hava almak için yürüyüşe çıkmak | take the air f. | ||
Idioms | ||||
Deyim | (bacaklarını açmak için) yürüyüşe çıkmak | stretch one's legs f. |